Mert İnan
27.03 crestor 40 mg.2016
Milliyet
İstanbul’da bu yıl ikincisi gerçekleştirilen “İş’in Sırrı Mutluluk Konferansı’na katılan Shiri Ben Arzi, deneyimlerini anlattı: ‘Ölmek değil, yaşamamak korku verici. Herkes hayatını anlamlandırmalı…’
Power of Happiness Platformu tarafından Dünya Mutluluk Günü’ne özel organize edilen ve bu yıl ikincisi gerçekleştirilen “İş’in Sırrı Mutluluk Konferansı”, Sabancı Center Hacı Sabancı Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
‘Zor Zamanlarda Mutlu Olma Sanatı’ başlığı altında düzenlenen konferansa katılan dünyanın önde gelen medikal koçlarından Shiri Ben Arzi, hem kendi yaşadığı deneyimleri, hem de medikal koçluk konusundaki bilgilerini anlattı.
‘Korkusuz çıktım’
17 yıl önce yakalandığı akciğer hastalığı nedeniyle doktorlar tarafından sadece 2 yıl ömür biçilen Arzi, “Hastanede 2 dakikalığına bu hayattan kopmuş, klinik olarak ölmüştüm. Kendime geldiğimde ne için ve ne uğruna yaşadığımı anlamıştım. 2 dakikalık ölüm anından tamamen korkusuz çıktım. Ölmek değil yaşamamak korku vericiydi. Ne uğruna yaşamalıyım diye düşündüğümde, diğer insanlara hayatları konusunda seçim yapma gücünü öğretmeye karar vermiştim. Bu seçim benim için güç kaynağı oldu. Niye bu dünyada olduğumu ve ne yapmam gerektiğini biliyordum” dedi.
‘İyileştirmek değil’
Arzi, yaşadığı süreci ve medikal koç olarak önerilerini şöyle anlattı: “Doktorlar 2 yıl ömrüm kaldığını söylediklerinde birçok insan belki de benim bir zavallı olduğumu düşündü. ‘Hayatımı iyileştireceğim’ diye karar almıştım. Dış dünyayı kontrol edemesek de, olaylara ve yaşadıklarımıza nasıl tepki vereceğimiz bizim elimizdeydi. Hastalığı fırsat gibi görerek kendi gerçekliğimi yarattım. Her şeyi anlamlandırma biçimimiz yaşama şekil veriyor. Bir hastalık pek çok aşamada ortaya çıkabilir. Bizler hastalıkların daha çok fiziksel görüntüsünü algılıyoruz. Ancak hastalıkların arkasında zihinsel, duygusal, sosyal bir boyut var. İyileştirmek kavramı ile şifa arasındaki farkı da bilmemiz gerekli. Şifanın ‘iyileştirmek’ olmadığını anlamalıyız. İyileştirme, organları tamir etmektir. Şifa ise fiziksel, duygusal, manevi bütünleşmenin adıdır. Aynaya bakıp sürekli olarak ‘Krizdeyim ama dağılmadım, ben dünyayım, hastalık içindeyim ama hasta değilim’ diyordum.”
‘Farklı bir pencere’
Son dönemde yaşamımıza giren medikal koçluk hakkında da bilgi veren Arzi, şunları söyledi: “Medikal koçlar, hasta veya hasta yakınlarına duygusal ve zihinsel rehabilitasyon kontrolünü tekrar elde etmelerine yardımcı olur. Medikal koç olarak, hastalara duygusal ve mental açıdan farklı bir pencere açıyoruz. Basit bir sivilce tedavisi veya kanser hastalığı için medikal koç tutulabilir.”
‘Temel etken kronik stres’
İş dünyasındaki kronik strese dikkat çeken Arzi, “İş konusunda kronik stresle yaşayan birçok kişi görüyoruz. Kronik stres hastalıkların altında yatan temel etkenlerden biri. Stres veya herhangi bir rahatsızlık nedeniyle işinden uzak kalanlara tekrar işlerine dönmeleri için koçluk yapıyoruz. Bir başka önemli konu da ailesinde ciddi hastalığı bulunan insanlara, içinde bulundukları ortam ile nasıl başa çıkacaklarını öğretmek. 2010’dan bu yana medikal koçluk alanında hizmet veriyorum. Şu an Türkiye’de stajını tamamlamak üzere olan 14 medikal koç var” diye konuştu.
‘Hedefinizi tekrar tanımlamalısınız’
Arzi, “Hastalık sürecinde hedefi yeniden tanımlamanız gerekiyor. ‘Bana şifa veren nedir?’ sorusu çok önemli. Bütün bir insan olmak için neye ihtiyacımız olduğunu bilmeliyiz. Ne tür bir sevgiye ihtiyacımız var? Yapabileceğinizin en iyisi şifa modelinizi oluşturmak. Herkes yaşamında hayatını anlamlandırmalı. Herkesin ‘Hayatıma anlam veren nedir?’ diye düşünmesi gerekiyor. Dünyada olmanın bir anlamı var. Her kişinin dünyaya verecek bir hediyesi olduğuna inanıyorum. Bu hediyenin ne olduğunu anladığımızda hayatımız da anlam kazanıyor ve şifa buluyoruz. 2 dakika bile olsa ölümü yaşamış biri olarak bu dünyadaki işimin tamamlanmadığına olan inancım sağlamlaştı” diyor.